Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
electrical consumer
warning labels
uygun olmayan şey
uçucu örgensel bileşik
go [uk]
Geçmiş
Cümleler
"go [uk]"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Colloquial
1
Konuşma Dili
go [uk]
i.
tek seferde alınan miktar
"go [uk]"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 127 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
go up [uk]
f.
üniversiteye girmek
2
Genel
go up [uk]
f.
aday olmak
3
Genel
go-ahead [uk]
s.
atılgan
Phrasals
4
Öbek Fiiller
go round (uk)
f.
yeterli olmak
5
Öbek Fiiller
go round (uk)
f.
yeteri kadar olmak
6
Öbek Fiiller
go down [uk]
f.
okulu bırakmak
7
Öbek Fiiller
go down [uk]
f.
üniversiteyi bırakmak
8
Öbek Fiiller
go off [uk]
f.
artık tüketmemek
9
Öbek Fiiller
go off [uk]
f.
artık hoşlanmamak
Colloquial
10
Konuşma Dili
go potty [uk]
f.
çıldırmak
11
Konuşma Dili
go potty [uk]
f.
delirmek
12
Konuşma Dili
go potty [uk]
f.
aklını kaybetmek/yitirmek
13
Konuşma Dili
go potty [uk]
f.
heyecanlanmak
14
Konuşma Dili
go potty [uk]
f.
heveslenmek
15
Konuşma Dili
go potty [uk]
f.
meraklanmak
16
Konuşma Dili
have a go [uk]
f.
(fiziksel olarak) saldırmak
17
Konuşma Dili
have a go [uk]
f.
(gereksiz yere veya aşırı derecede) azarlamak
18
Konuşma Dili
have a go [uk]
f.
eleştirmek
19
Konuşma Dili
have a go [uk]
f.
paylamak
20
Konuşma Dili
have-a-go [uk]
f.
(fiziksel olarak) saldırmak
21
Konuşma Dili
have-a-go [uk]
f.
(gereksiz veya aşırı) azarlamak
22
Konuşma Dili
have-a-go [uk]
f.
eleştirmek
23
Konuşma Dili
have-a-go [uk]
f.
paylamak
24
Konuşma Dili
go equipped [uk]
f.
teçhizatlı gitmek
25
Konuşma Dili
go equipped [uk]
f.
üzerinde suç aletleri taşımak
26
Konuşma Dili
leave go (of something) [uk/ireland]
f.
(bir şeyi) bırakmak
27
Konuşma Dili
first go [uk]
expr.
ilk denemede
28
Konuşma Dili
first go [uk]
expr.
ilk seferde
29
Konuşma Dili
in one go [uk]
expr.
bir seferde
30
Konuşma Dili
in one go [uk]
expr.
bir kerede
31
Konuşma Dili
in one go [uk]
expr.
bir defada
32
Konuşma Dili
in one go [uk]
expr.
bir gidişte
33
Konuşma Dili
in one go [uk]
expr.
bir oturuşta
34
Konuşma Dili
at/in one go [uk]
expr.
bir çırpıda
35
Konuşma Dili
at/in one go [uk]
expr.
bir hamlede
36
Konuşma Dili
at/in one go [uk]
expr.
tek hareketle
37
Konuşma Dili
at/in one go [uk]
expr.
aynı anda
38
Konuşma Dili
at/in one go [uk]
expr.
tek vuruşta
39
Konuşma Dili
at/in one go [uk]
expr.
aynı zamanda
40
Konuşma Dili
at/in one go [uk]
expr.
bir kerde
41
Konuşma Dili
at/in one go [uk]
expr.
tek seferde
42
Konuşma Dili
at/in one go [uk]
expr.
bir oturuşta
43
Konuşma Dili
(well,) I'll go to the foot of our stairs! [uk]
exclam.
bak sen
44
Konuşma Dili
(well,) I'll go to the foot of our stairs! [uk]
exclam.
vay canına
45
Konuşma Dili
(well,) I'll go to the foot of our stairs! [uk]
exclam.
vay vay
46
Konuşma Dili
(well,) I'll go to the foot of our stairs! [uk]
exclam.
yok artık
47
Konuşma Dili
(well,) I'll go to the foot of our stairs! [uk]
exclam.
nutkum tutuldu
48
Konuşma Dili
(well,) I'll go to the foot of our stairs! [uk]
exclam.
vay be
49
Konuşma Dili
(well,) I'll go to the foot of our stairs! [uk]
exclam.
hadi canım
50
Konuşma Dili
(well,) I'll go to the foot of our stairs! [uk]
exclam.
vay anasını
51
Konuşma Dili
(well,) I'll go to the foot of our stairs! [uk]
exclam.
çok şaşırdım
Idioms
52
Deyim
a rum go [dated] [uk]
i.
tuhaf mesele
53
Deyim
a rum go [dated] [uk]
i.
şaşırtıcı/garip olay
54
Deyim
a rum go [dated] [uk]
i.
acayip hadise/olay
55
Deyim
a rum go [dated] [uk]
i.
görülmemiş/duyulmamış şey
56
Deyim
a no-go area [uk]
i.
polisin/askerin (bile) giremediği bir yer (semt/mahalle)
57
Deyim
go cap in hand (to someone) [uk]
f.
utana sıkıla (birinden) yardım istemek
58
Deyim
go cap in hand (to someone) [uk]
f.
utana sıkıla (birinden) maddi yardım/para istemek
59
Deyim
go cap in hand (to someone) [uk]
f.
başı önde (birinden) yardım/para istemek
60
Deyim
go cap in hand (to someone) [uk]
f.
(birinden) ezilip büzülerek yardım/para istemek
61
Deyim
go cap in hand (to someone) [uk]
f.
(birinden) mahcup bir şekilde yardım/para istemek
62
Deyim
go on tick [uk]
f.
krediyle almak
63
Deyim
go on tick [uk]
f.
borçla almak
64
Deyim
go on tick [uk]
f.
veresiye almak
65
Deyim
go spare [uk]
f.
boşa çıkmak
66
Deyim
go spare [uk]
f.
kullanıma müsait olmak
67
Deyim
go spare [uk]
f.
yedeğe ayrılmak
68
Deyim
go through hell and high water [uk]
f.
bin bir güçlükle karşılaşmak
69
Deyim
go through hell and high water [uk]
f.
bin bir güçlüğe katlanmak/göğüs germek
70
Deyim
go through hell and high water [uk]
f.
türlü badirelerle karşılaşmak
71
Deyim
go through hell and high water [uk]
f.
türlü badirelere göğüs germek
72
Deyim
go through hell and high water [uk]
f.
bin türlü zorlukla uğraşmak
73
Deyim
go through hell and high water [uk]
f.
bin türlü engeli aşmak
74
Deyim
go through hell and high water [uk]
f.
bin türlü problemle mücadele etmek
75
Deyim
go through hell and high water [uk]
f.
düşe kalka ilerlemek
76
Deyim
go through hell and high water [uk]
f.
türlü zorlukla/sıkıntıyla baş etmek
77
Deyim
go through hell and high water [uk]
f.
birçok güçlük/zorluk yaşamak
78
Deyim
go through hell and high water [uk]
f.
zor zamanlar geçirmek
79
Deyim
go through hell and high water [uk]
f.
bata çıka ilerlemek
80
Deyim
have something on the go [uk/australia]
f.
yapım aşamasında olan bir şeyi olmak
81
Deyim
have something on the go [uk/australia]
f.
yapımı devam eden bir şeyi olmak
82
Deyim
have something on the go [uk/australia]
f.
devam etmekte olan bir şeyi olmak
83
Deyim
have something on the go [uk/australia]
f.
sürmekte olan bir şeyi olmak
84
Deyim
have something on the go [uk/australia]
f.
üzerinde çalışılmaya devam edilen bir şeyi olmak
85
Deyim
have something on the go [uk/australia]
f.
üzerinde uğraşmaya devam edilen bir şeyi olmak
86
Deyim
have something on the go [uk/australia]
f.
halen/şu an devam etmekte olan bir şeyi olmak
87
Deyim
go on stream [uk]
f.
hizmete girmek
88
Deyim
go on stream [uk]
f.
işletmeye açılmak
89
Deyim
go on stream [uk]
f.
çalışmaya başlamak
90
Deyim
go out on the razzle [uk]
f.
alem yapmak
91
Deyim
go out on the razzle [uk]
f.
içip eğlenmeye çıkmak
92
Deyim
go out on the razzle [uk]
f.
içki alemi yapmak
93
Deyim
go out on the razzle [uk]
f.
içip dans etmeye çıkmak
94
Deyim
go over the top [uk]
f.
sınırı aşmak
95
Deyim
go over the top [uk]
f.
çizgiyi aşmak
96
Deyim
go over the top [uk]
f.
aşırıya kaçmak
97
Deyim
go up the spout [uk]
f.
ters gitmek
98
Deyim
go up the spout [uk]
f.
yanlış olmak/gitmek
99
Deyim
go up the spout [uk]
f.
berbat olmak/gitmek
100
Deyim
go up the spout [uk]
f.
bozuk olmak/bozulmak
101
Deyim
go up the spout [uk]
f.
işlememek
102
Deyim
go back a long way [uk]
f.
eskiye dayanmak
103
Deyim
go back a long way [uk]
f.
geçmişe dayanmak
104
Deyim
go back a long way [uk]
f.
birbirlerini çok uzun bir süredir tanımak
105
Deyim
go back a long way [uk]
f.
eskiye dayanan bir arkadaşlıkları/dostlukları olmak
106
Deyim
go back a long way [uk]
f.
eskiye dayanan bir ilişkileri olmak
107
Deyim
go cap in hand (to somebody) [uk]
f.
utana sıkıla (birinden) yardım istemek
108
Deyim
go cap in hand (to somebody) [uk]
f.
başı önde (birinden) bir şey istemek/dilenmek
109
Deyim
go cap in hand (to somebody) [uk]
f.
(birinden) mahcup bir şekilde bir şey istemek/dilenmek
110
Deyim
go cap in hand (to somebody) [uk]
f.
utana sıkıla (birinden) maddi yardım/para istemek
111
Deyim
go cap in hand (to somebody) [uk]
f.
(birine) el açmak
112
Deyim
go to earth/ground [uk]
f.
ortadan kaybolmak
113
Deyim
go to earth/ground [uk]
f.
saklanmak
114
Deyim
go to earth/ground [uk]
f.
sırra kadem basmak
115
Deyim
go to earth/ground [uk]
f.
yer yarılıp da içine girmek
116
Deyim
go/fly off at a tangent [uk]
f.
daldan dala konmak
117
Deyim
go/fly off at a tangent [uk]
f.
konudan sapmak
118
Deyim
go/fly off at a tangent [uk]
f.
konuyu saptırmak
119
Deyim
go/fly off at a tangent [uk]
f.
konudan konuya atlamak
120
Deyim
not go a bundle on somebody/something [uk]
f.
birinden/bir şeyden hoşlanmamak
121
Deyim
not go a bundle on somebody/something [uk]
f.
birini/bir şeyi sevmemek
122
Deyim
not go a bundle on somebody/something [uk]
f.
birini/bir şeyi beğenmemek
123
Deyim
first go [uk]
expr.
birinci deneme
124
Deyim
first go [uk]
expr.
ilk deneme
125
Deyim
first go [uk]
expr.
birinci girişim
126
Deyim
first go [uk]
expr.
ilk girişim
Politics
127
Siyasal
go to the country appeal to the country [uk]
f.
parlamentoyu lağvederek seçim yapmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of go [uk]
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy